Safranbolu düğünlerindeki çengi oyunlarındandır. Atlamalı Zeybek oyunlarını andırırsa da, kendine has bazı tavırları dikkati çeker. Oyunda söylenen türkünün ikinci mısraları tekrarlanır. Ezgisi karcığar makamının seyrine uygundur.
Aç kapıyı ben geldim civanım aman
Sefâ geldin, hoş geldin ölüyon aman
El ediye, el ediye
Gara da gözler kül ediye
İlk iki mısra, oyuncuların karşılıklı titreşip çömelişmeleri ve çömelikken vücudun belden yukarısını iki tarafa eğe eğe ellerini başları üstünden çevirip yerde parmak burarak tempoya uymaları suretiyle başlar. Ancak, oyunculardan biri sağa eğilince öbürü sola meyleder. Böylece tekrar sağa ve sola vaziyet değişildikten sonra tetik davranışla yer değiştirerek ayağa kalkarlar. Son üç mısra tam bir Zeybek oyunu tartımına uygun nağmelerden ibarettir. O sebepten oyuncular hareketin heyacanına asıl şimdi kapılırlar. Vaziyetleri şöyledir. Göğüsleri ilerde olduğu halde, gözler bebek bebeğe bakacak surette başlar dik durur. Sağ dirsek sağ yana uzanıkken, sağ el omuz seviyesine kalkar. Sonra, yine bu kol dirsekten itibaren öne doğru kırılarak, aşağıya doğru kırık bilekle gelişigüzel bırakılır. Sol el ise hafifçe kırılıp bükülerek az geride bulundurulur. Ayak vaziyetlerine gelince; sağ ayak parmaklar üstünde, topuk yukarda ve diz kapağı dıştan yana bükük olur. Vücut bu ayağa bindirilmez. Sol ayağın tabanı yere basıktır. Vücut ağırlığı tamamen bu ayaktadır.
Oyuncular olduğu yerde kol ve kalça figürleriyle bir müddet oynadıktan sonra vücut birden sol ayaktan sağ ayağa yükletilir. Sol ayak yana fırlatılıp bir adım öne atılır, sonra da birinci vaziyete geçilir. Yana ayak atış hareketleri böylece tekrarlanır. Sonra, ansızın göğüs göğüse gelinir. Sağ ayaklar ileri atılmak suretiyle de diz kapakları tokuşturulur. Gövde sağa ve arkaya bükülerek hızlı bir dönüş yapılır. Bu şekil de birkaç defa tekrarlanır. Saz aranağmeye geçince diz çökme figürleri başlar.
Oyuncular, ayakları üstüne yaylanarak sıçraşır ve iki ayak üstüne düşüp akabinde (hemen ardında) de diz çökerler. Diz çöküş vaziyetinde yine hafifçe kalkar sağ diz kapağını – vücudu sola eğerek – yere vurur. Arkasından sol ayağı da aynı şekilde yere toslatarak ayakta yapılan dönüş figürünü diz çöküş vaziyetinde yerde tekrarlayıp ayağa kalkarlar. Bu oyundaki figürlere topluca “numara” denilip türlü adları vardır. Selamlaşma numarası, yan numarası, toplama numarası, ön numarası, atlama numarası gibi (Numara kelimesi Türkçe olmadığına göre, evvel zamanda başka bir tabir kullanıldığı muhakkaktır).
Açkapı oyunu çoğu zaman erkeklerce oynanmakla beraber, kadın düğünlerindeki çengilerden birinin erkek kıyafetinde oyuna katılmasıyla da yürütülebilir. Çünkü erkek ile kadının bu oyundaki durum ve figürleri farklıdır. Erkeğin daha vekârlı, heybetli, cesur sert, kadının ise nazik ve mahcup bir hâli olur. Bazı figürleri birlikte gösterdikleri halde bazılarında -hele atlamalarda – erkek ve kadın ayrı ayrı oynarlar. Oyunun parmak çıtlatmalarına aynı zamanda dilin damak şaklatmaları da tartımla katılır.
Açkapı oyununda söylenen türkülerden bazıları:
Çuha da yelek eklolur, ölüyon
Çirkin seven dertolur, yanıyon
Sever isen gozel sev, ölüyon
Gozel merhametlolur, yanıyon aman
Sen de yanuk, ben de yanuk
Sular akar buz bulanuk,
Eller uyur, ben uyanuk
-Aranağme-
Çuha da yelek eğmesi, ölüyon
Sol yanında düğmesi, yanıyon
Yine de gozüm seyreyor, yanıyon aman
Yakın y’rın gelmesi, yandım ben
Aman hanım, zârif hanım
Halın hatırın soralım
Anandan izin alalım
Bu gece bizde kalalım
-Aranağme-
Ay ışıktır varamam, yanıyon
Dile de destan olaman, ölüyon
Ay buluta girince, yandım ben
Bağlasalar duraman
Elim gaydı (kaydı) dilim gaydı
Ağam serhoş ne tez aydı
Hele yanuk olmayaydı
-Aranağme-
Bağlama, bozuk ve cura sazlarıyla yürütülen Açkapı oyunu, bazen de iki çiftin karşılaşması suretiyle dört kişi tarafından aynı ayaklarla oynanır.
Yukarıdaki notanın daha işlemeli başka bir sureti de neşredilmiştir; icrada çeşitlemelere pek elverişli düşen bir ezgidir.
Mütthiş